TASADDUK

 

‘Tasadduk’ kelimesi, ‘sıdk’ yani doğru olmak kelimesinden türemiştir, fakirlere veyahut ihtiyaç sahiplerine para veya ihtiyaç duydukları bir şeyi vermektir. Ayrıca sadaka vermek anlamındadır.

 

‘Sadaka’ aslında Allah (c.c.)’ın emrine uyma konusundaki doğruluğu (tasdik etmeyi) anlattığı için böyle söylenmiştir. Müslüman, Rabbinin yoluna harcama yaparak, O’nun verdiği nimetleri yine O’nun razı olduğu şekilde harcayarak ‘sadakat’ini yani Allah (c.c.)’ı Rabb olarak tasdik ettiğini gösterir.

 

Zekâtlara da ‘sadaka’ denir. Zekât vermek, malı kirlerden arındırdığı gibi onu verenin imandaki ‘sıdk’ (doğruluk) ve samimiyetini de ortaya koyar.

 

Mümin bir erkeğin evlendiği hanıma verdiği ‘Mehir’e de ‘sadaka’ denir. Bu hem nikâhının mükemmel olmasını, hem de karı koca arasındaki ‘sadakati’ bağlılığı’ sağlaması nedeniyledir.

 

Kısaca, ‘sadaka’, kişinin sırf Allah (c.c.) rızası için malından ve diğer maddi varlıklarından yaptığı harcamalardır.

 

Aynı kökten gelen ‘tasadduk’, Allah yolunda harcama yapmak demektir ki, Allah (c.c.)’a olan imanın doğrulanması, imandaki ‘sadakati’ yani doğruluğu ortaya koyar.

 

Kur’an’da bu kelime fiil olarak aynı anlamda kullanılmaktadır:

“Biz onda, onların üzerine yazdık: cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve (bütün)yaralara (karşılık) kısas vardır. Ama kim bunu ‘Tasadduk ederse sadaka olarak bağışlarsa’, o kendisi için bir kefarettir. Kim Allah’ın indirdikleriyle hükmetmezse, işte onlar zalim olanlardır.” [1]

 

Borçlu sıkıntı içinde ise borcunu ertelemek veya o borcu ona ‘tasadduk etmek’ yani sadaka olarak bağışlamak daha hayırlıdır. [2]

     

Hata sonucu meydana gelen diyetin, ölü sahipleri tarafından hata ile adam öldürene ‘tasadduk edilmesi (sadaka olarak verilmesi) de mümkündür. Burada da ‘tasadduk’ kelimesi sadaka olarak bağışlamak anlamında kullanılmaktadır. [3]

 

Hz. Yusuf (a.s.)’un kardeşleri, henüz tanıyamadıkları kardeşlerinden ilave bir bağış istedikleri zaman da aynı kelimeyi kullandılar.

 

“... Bize artık (yine) ölçeği tam olarak ver ve bize ilave bir ‘Tasadduk’ta bulun. Şüphesiz Allah, ‘tasadduk’ta bulunanları sever.”  [4]

 

Görüldüğü gibi, ‘tasadduk’ etmek, Allah yolunda bir harcama yapmak, bir bağışta bulunmaktır. Birçok Kur’an ayetinde ve hadislerde müminler Allah (c.c.) için ‘tasadduk’ta bulunmaya teşvik ediliyor, ‘tasadduk’ta bulunanların alacağı sevap müjdeleniyor.

 

                                     Kavram Olarak Tasadduk

    

İslâm’a göre mülk, (madde olarak görünen her şey) aslında Allah’ındır. [5] Allah (c.c.) bu mülkten bir kısmını insanlara sınama için verir ve onları bununla dener. [6]

 

Bu bakımdan bazı insanlar mal ve dünyalık yönünden diğerlerinden farklı olabilir. Ancak bu durum bir üstünlük sebebi değildir. Kim, sınavı kazanmış, hem malın hakkını vermiş, hem de malını bereketlendirmiş olur. Allah’ın kendisine verdiği maldan Allah’ın kullarını da yararlandırarak gerçek şükrünü yerine getirmiş olur.

 

Kur’an müminlere, hiçbir dostluğun, alış-verişin olmadığı gün gelmeden önce, ‘Allah yolunda ‘tasadduk’ta bulunun’ diye emrediyor. [7]         

 

Bir takım kimseler ölümden sonra tekrar dünyaya dönüp sadaka vermek isteyecekler. Kur’an, böylelerini uyararak, “İşte böyle pişmanlık duymadan önce Allah yolunda infak edin! demektedir. [8] 

 

Kazanılan mallar, elde edilen servetler biriktirip yığmak yahut da insanlara hükmetmek, onlarla karşı ‘istikbar’ etmek için değil, ahiret yurdunu aramak ve dünyada nasiplenmek içindir. [9] Dünyada onlardan yararlanmak, gerekli ihtiyaçlar için harcamak; ahiret yurdunu aramak ise malı ve imkânları Allah yolunda infak etmektir. Kur’an, dünyalıkları biriktirip Allah yolunda harcamayanları kötü bir son ile tehdit ediyor. [10]

 

Kur’an müminleri tasadduk etmeye çağırırken, şeytan da insanları ‘eğer sadaka verirseniz fakir olursunuz’ diyerek korkutur. [11] Buna karşı Allah (c.c.) kendi yolunda çaba gösterenleri hiç ummadıkları yerden rızıklandırır. [12]  Kim Allah hiçin bir şey verirse, Allah (c.c.) da buna karşılık kesinlikle bir şey verir. [13] 

 

Mümin, malının en güzelinden ‘tasadduk’ta bulunmalıdır. [14] Sadakayı verirken gizli vermeye çalışmalı, ihtiyaç sahiplerinin onurunu kırmamalıdır. [15]  

 

Verilen sadaka hiçbir zaman başa kakılmaz. Güzel bir söz ve bağışlama (affetme), başa kakılan bir sadakadan daha hayırlıdır. [16]

 

Tasaddukta bulunurken orta yolu tercih etmek gerekir. Ne çok cimri ne çok eli açık olup, saçıp savurma doğru değildir. [17]

 

Müslüman tasaddukta bulunmaya öncelikli olarak kendi yakınlarından, anne ve babasından ve ev halkından başlamalı. Çünkü onlara yaptığı her türlü harcama da sadakadır. [18] 

 

Peygamberimiz (s.a.v.) de buyuruyor ki:

En üstün sadaka, ihtiyacı giderendir. Veren el, alan elden üstündür. Sadaka vermeye ailenden başla![19]

 

Müslümanlar, diğer kardeşlerini düşünürler, kimi zaman kendileri ihtiyaç içerisinde olsalar bile kardeşlerine yardım ederler, onların ihtiyaçlarını giderirler, onları sıkıntıdan kurtarmaya çalışırlar. Kur’an böyle yapanları övmektedir. [20]

 

Bazı onurlu müminler utandıkları için ihtiyaç içinde olduklarını kimseye bildirmezler. Gücü yerinde olan kimseler onları arayıp bulmalı ve onlara yardım etmeli. [21]

 

Kısaca ‘tasadduk etmek’, Kur’an’ın emrine uyup mal konusundaki sınavı kazanma gayreti olduğu gibi, Müslüman toplumda sosyal dayanışmanın, yardımlaşmanın, hediyeleşmenin de bir yoludur. İnsanın mala karşı aşırı bağlılığı bu şekilde azaltılır. Elindeki imkânı başkasıyla bölüşen kimse hem kendi içinde rahatlar, hem diğer insanlarla arasındaki kardeşlik bağı artar. Birçok kavganın ve savaşın daha çok mala sahip olmak hırsı yüzünden çıktığını düşünerek, tasadduk etmenin barışa katkısını daha iyi anlarız. İslâm’ın tavsiye ve emrettiği şekilde ‘tasadduk’ta bulunulduğu zaman, toplumda yoksul kimse kalmaz, insanlardaki mal hırsı azalır, dayanışma sağlanır ve barışın temelleri atılır.

 

Üstelik malı insana bir nimet ve emanet olarak veren Rabbimiz o mal ile kendi rızasını, ahiretteki sonsuz nimetleri ve kat kat sevap kazanmamızı istemektedir.

 

Allah (c.c.) yolunda yapılan harcamalarda niyet O’nun rızası olmalı ve gösteriş için ‘tasadduk’ta bulunulmamalıdır. [22] Bu şekilde tasadduk yapmanın örneği, her bir başağında yüz tane olan ve yedi başak veren bir tohum gibidir. Allah (c.c.) için yapılan ‘tasadduk’un karşılığı böylece kat kat olacaktır. [23]

 

Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor ki;

Temiz şeylerden kim tasadduk ederse ki Allah sadece kabul eder-Rahman (olan Allah) onu sağ eliyle alır ve bir dağ oluncaya kadar onu büyütür.” [24]

 

“Müslüman kişi, ailesinin nafakası için harcar ve bundan sevap umarsa bu ona bir sadaka olur.” [25] 

   

“Sizden kim, bir yarım hurma ile de olsa ateşten korunabilirse, bunu yapsın.” [26]  

 

Müslüman bir kimsenin ilim öğrenip bunu diğer Müslüman kardeşlerine de öğretmesi faziletli bir sadakadır.

   

              



[1] Maide sûresi, 5/45.

[2] Bakara sûresi, 2/280.

[3] Nisa sûresi, 4-92.

[4] Yusuf sûresi, 12-88.

[5] Nur sûresi, 24-42.

[6] Enfal sûresi, 8-28.

[7] Bakara sûresi, 2/254.

[8] Münafikun sûresi, 63/10-11.

[9] Kasas sûresi, 28-77.

[10] Tevbe sûresi, 9/34-35.

[11] Bakara sûresi, 2-268.

[12] Talak sûresi, 65/3.

[13] Sebe sûresi, 34/39.

[14] Bakara sûresi, 2/267.

[15] Bakara sûresi, 2/270.

[16] Bakara sûresi, 2/263.

[17] İsra sûresi, 17/29.

[18] Bakara sûresi, 2/215.

[19] Buhari Nefekat, 1.

[20] Haşr sûresi, 59/9.

[21] Bakara sûresi, 2/273.

[22] Bakara sûresi, 2/264.

[23] Bakara sûresi, 2/261.

[24] Müslim, Zekât,19.

[25] Müslim Zekât, 19.

[26] Müslim Zekât, 20.