HASENE
‘Hüsn’ ve bu kökten türeyen; hasene, hasen, hüsnâ, ihsan, ahsen, muhsin gibi kelimeler Kur’an-ı Kerim’de sıklıkla geçmektedir.
‘Hüsn’; güzel, değerli, seçkin ve kendisine rağbet edilen, ilgi gösterilen her şeye denmektedir.
Aynı kökten gelen ‘Hasene’; kişinin ulaştığı her türlü sevindirici nimettir. İyi ve güzel olan şeylere de ‘hasene’ denilmektedir.
‘Hasene’, insanın hareketlerini, toplumların durumlarını değerlendiren bir anlam ifade eder.
Mutluluk, geçimlik, adalet, iyilik, güzel davranış, terbiye, öğüt, iyilik gibi şeyler de ‘hasene’ olarak değerlendirilmiştir.
Hasene’nin Kur’an’daki Anlamları
‘Hasene’ (iyilik) anlayışı toplumlara veya kişilere göre değişse bile Kur’an-ı Kerim buna özel bir anlam veriyor ve hangi şeylerin ‘hasene/hüsn-güzel’, hangi şeylerin de ‘seyyie-kötü’ olduğunu belirtiyor.
Buna göre, kişinin başına gelen mutluluk, afiyet, galibiyet, başarı, nimete erme, görevini yapma gibi şeyler ‘hasene’ olduğu gibi, helalden yemek, nikahlı yaşamak, doğru olmak, adaletli iş yapmak, başkasına iyilik etmek, güzel ve tatlı söz söylemek ve benzerleri hep ‘hasene’dir.’
‘Hasene’ şu anlamlarda da kullanılmaktadır: Varılacak güzel yer Allah (c.c.) katındadır. [1] Uyulması gereken, şüpheden uzak olan ‘güzel söz’, [2] İnsanı yücelten, Allah (c.c.)’a yaklaştıran güzel imtihan. [3] Allah (c.c.)’ın işleyenlere güzel bir geçimlilik verdiği salih amel ((hasene) [4]
“Allah yolunda öldürülenler Allah katında güzel bir rızık (hasene) bulurlar [5] Allah, salih amel işleyenlere dünyada da ahirette de güzel şeyler (hasene) söz veriyor. [6]
“Allah’ın mümin kulları dünyada da ahirette de hep ‘hasene’ isterler, böyle dua ederler. “Onlardan kimi de; Rabbimiz, bize dünyada hasene-güzellik ver, Ahirette de hasene ver, bizi ateş azabından koru der.” [7]
Bu âyette, müslümanlara bizzat Allah (c.c.) tarafından öğretilen bu dua ve istek, bütün namazların sonunda, son oturuşta, Salli ve Barik dualarından sonra okunmaktadır.
En güzel boya Allah’ın (c.c.) boyasıdır ve Allah (c.c.)’ın boyası İslâm’dır. Bu âyette ‘hasne’ ile aynı kökten gelen ‘ahsen’ kavramı kullanılıyor. [8]
Kötülükleri (seyyiât’ı) ‘hasenat’ (iyilikler) ile gidermek gerekir. Zaten kötülükleri (seyyiât’ı) silecek olan şey de ‘hasenat’tır (iyiliklerdir.) [9]
Kur’an-ı Kerim’in, ‘hüsn veya hasene’ dediği şeyler hep güzel ve iyi olan şeylerdir. Müslüman insan iyinin ve güzelin ölçüsünü böylece Kur’an’dan öğrenebilir, sonra da devamlı ‘hasene’ olan işleri yapabilir. Çünkü bütün hasene olan işler ona sevap kazandırır.
Muhsinler (ihsan sahipleri), bütün işlerini Allah (c.c.)’ın razı olacağı şekilde güzel ve takvaya uygun yaparlar. Onlar, çirkin, bayağı, kötü, zararlı ve yararsız amellerden, faaliyetlerden uzaktırlar. Muhsin olanlar, insanlar içerisinde güzel davranışların, işleri güzel yapmanın sembolüdürler.
Kur’an-ı Kerim, Allah (c.c.)’ın muhsinlerle beraber olduğunu açıkladığı gibi [10]onlara müjdeler verildiğini, [11]ve Kur’an’ın onlar için bir rahmet olduğunu açıklıyor. [12] Muhsin olarak özlerini hakka bağlayanlar gerçekten kopmaz bir ipe bağlanmış olurlar. [13]
Kur’an-ı Kerim’de, Peygamber (s.a.v.)’in Müslümanlar için en güzel örnek alınacak rehber tanımı yapılırken de ‘hasene’ kelimesi kullanılmıştır: “Ey inananlar, andolsun ki, sizin için, Allah (c.c.)’a ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok anan kimseler için, Resûlullah ‘en güzel’ örnektir. [14]
Türkçeye de hemen hemen aynı anlamları taşıyarak girmiş olan bu kelime konuşma dilinde daha çok, hayır-hasenat biçiminde, bir deyim gibi kullanılmakta ve özellikle kalıcı ve sürekli hayır işlerini ifade etmektedir.
[1] Al-i İmran sûresi, 3/14.
[7] Bakara sûresi, 2/201.
[8] Bakara sûresi, 2/138.
[10] Nahl sûresi, 16/128.
[11] En’am sûresi, 6/154.
[12] Lokman sûresi, 31/3.
[13] Lokman sûresi, 31/22.
[14] Ahzab sûresi, 33/21.